T24 Haber Merkezi
Sosyalist partiler, operasyonlar, gözaltılar ve kayyım politikalarına karşı ortak bir basın açıklaması yayımlayarak, siyasal iktidara karşı ekmek, barış ve özgürlük temelli bir mücadeleye çağrısında bulundu.
Son haftalarda art arda yapılan operasyonlar, gözaltılar, açılan soruşturmalar, tutuklamalar ve kayyım politikalarına tepki gösteren sosyalist partiler ortak yazılı açıklama yayımladı.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), Emekçi Hareket Partisi (EHP), Emek Partisi (EMEP), Halkevleri, Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF), Sol Parti, Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP) ve Türkiye İşçi Partisi (TİP) imzasıyla yapılan açıklamada, “Yerlerine Kayyım atanan ve bir bölümü tutuklanan belediye başkanlarına ve onları seçen halkımızla, hakları için mücadele eden işçi sınıfımızla, gerçekleri yazdıkları, dile getirdikleri için tutuklanan, soruşturmaya tabi tutulan gazeteciler, politikacılar, sendikacılar, sanat ve bilim insanlarıyla dayanışma içinde olduğumuzu ilan ediyoruz” ifadeleri kullanıldı.
Ortak açıklamanın tamamı şu şekilde:
“Baskı ve zorbalık sökmeyecek; tek adam yönetimi tarihin çöplüğüne atılacak!
Türkiye, iç ve dış politik gelişmeler ve ekonomide yaşanan tıkanıklık nedeniyle iyice köşeye sıkışan Erdoğan, Cumhur ittifakı ve arkasındaki güçler tarafından adım adım karanlık bir tünele doğru sürüklenmektedir.
İktidarlarının devamını muhalefeti baskı ve zorbalıkla susturmakta gören saray rejimi kitle desteği eridikçe daha fazla otoriterleşiyor ve saldırganlaşıyor. Hukuksuzluk, adaletsizlik, yasa ve anayasa tanımazlık tek adam yönetiminde başat tutum haline gelmiş bulunmaktadır.
Bu ortamda yargı erki muhalefeti hizaya getirmek ve “majestelerinin muhalefeti” haline dönüştürmek üzere bir sopa gibi kullanılmakta; politikacılar, gazeteciler, belediye başkanları ve çalışanları, aydınlar, sanatçılar, sendikacılar velhasıl muhalif kim varsa gözaltına alınmakta uyduruk gerekçelerle tutuklanmaktadır.
CHP kurultayından, İstanbul Barosu’na, belediye başkanlarından, politikacılara, gazetecilere, bilim ve sanat insanlarına soruşturmaların ardı arkası gelmemektedir. Öyle ki, 31 Mart Yerel Seçimleri sırasında oluşan ve normal bir seçim ittifakı olan “Kent uzlaşısı” ve yine 2011 yılında kurulan ve Dernekler Kanunu’nun 25. maddesinde yer alan platform olarak kurulan Halkların Demokratik Kongresi (HDK) kriminalize edilerek operasyonlara girişilmiştir. Şafak vakti onlarca ev terörle mücadele şubesi ekiplerince basılmış politikacılar, sanatçılar, gazeteciler, yazarlar “terörle mücadele kapsamında” gözaltına alınmıştır. Aynı şekilde ESP üye ve taraftarı 34 kişi tutuklandı, kongresine gelen mesajlardan dolayı ESP’ye soruşturma açıldı. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na konuştuklarından dolayı henüz kürsüdeyken soruşturma açılması yargının içinde bulunduğu garabeti göstermektedir.
Fakat biz biliyoruz ki, bütün bu saldırganlığın arkasında bir avuç tuzu kuru dışında halk kitlelerinin açlık ve yoksullukla boğuştuğu, ekonomideki kriz ve istikrarsızlığın sürdüğü, dış politikada “yeni Osmanlıcı hayaller”in gerçeklerle bir kere daha yüzleşmek zorunda kaldığı vb olgularla karakterize ülke gündeminin ağırlığı karşısında duyulan çaresizlik bulunmaktadır.
Bu ortamda Erdoğan yönetimi Cumhur ittifakı ve arkasındaki güçler muhalefeti baskı ve zorbalıkla sindirmek suretiyle bir bakıma çaresizlikten bu yolla bir çare üretmeye yönelmiş görünmektedir.
Bir yandan faşizan uygulamaların dozu artarken bir yandan da Devlet Denetleme Kurulu’nun yetkilerini Anayasa’ya aykırı olarak genişleten ve bu kurula yargı gibi davranma yetkisini veren yasa değişikliğinde olduğu gibi Yürütme’nin gücü daha da artırılmaktadır. TMSF’ye ise 15 Temmuz sonrasındaki OHAL döneminde verilen ve hem sermayenin el değiştirmesini sağlayan hem de şirketlere çökme imkanını sürdüren yetkinin 5 yıl daha uzatılması da bu kategoriden bir değişikliktir.
Yerlerine Kayyım atanan ve bir bölümü tutuklanan belediye başkanlarına ve onları seçen halkımızla, hakları için mücadele eden işçi sınıfımızla, gerçekleri yazdıkları, dile getirdikleri için tutuklanan, soruşturmaya tabi tutulan gazeteciler, politikacılar, sendikacılar, sanat ve bilim insanlarıyla dayanışma içinde olduğumuzu ilan ediyoruz.
Gözaltılar ve tutuklamalar son bulmalı; gözaltına alınan ve tutuklanan politikacılar, gazeteciler, bilim ve sanat insanları, belediye başkanları ve görevlileri derhal serbest bırakılmalı, soruşturmalar durdurulmalı ve belediye başkanları görevlerine iade edilmeleridir. İşçi sınıfının örgütlenme, serbest toplu pazarlık ve hak arama yollarının önündeki engeller kaldırılmalı, BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen serbest bırakılmalıdır.
İlan ederiz ki, ne yaparsa yapsın tek adam yönetimi ve arkasındaki güçler kendi çaresizliklerinde boğulmaktan kurtulamayacaktır. Tarihin akışını değiştirmeye güçleri yetmeyecektir. Bizler kırıntılar halinde olsa da var olan demokratik hak ve özgürlükleri sonuna kadar savunmaktan ve gerçek bir demokrasi ve barışı inşa etme mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz. Ne kayyımları ne de işçi sınıfının hak aramasının önündeki yasakları tanımıyoruz.
Siyasi parti ve örgütler olarak; ekmek, barış, özgürlük diyen tüm ilerici güçleri gittikçe gericileşen ve otoriterleşen tek adam yönetimine karşı gerçek bir demokrasi, barış ve demokratik bir Türkiye inşa etmek için birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi
Emekçi Hareket Partisi
Emek Partisi
Halkevleri
Sosyalist Meclisler Federasyonu
Sol Parti
Toplumsal Özgürlük Partisi
Türkiye İşçi Partisi
20 Şubat 2025″
More Stories
İstanbul’da bugün kuryeler trafiğe çıkamayacak
Çalışma Bakanı Vedat Işıkhan’ın Ablası Seyhan Güneş Toprağa Verildi
Edremit’te 5 Şüpheli Tutuklandı